VOC Test Hibe ProgramıTürkiye yaklaşık 71.6 milyonluk bir nüfusa sahiptir. Ülkemiz genç bir nüfusa sahiptir. Nüfusun yaklaşık %50’si 29 yaş ve altındadır. Yaklaşık %18.1’i ise 15-24 yaş aralığındadır. Bu gruptaki işsizlik oranı Ekim 2009 tarihinde %24 olarak belirlenmiştir. Bu yaş grubundaki erkeklerin sayısı kadınlara nazaran biraz daha fazladır (2001 yılı nüfus sayımı). 2009 yılı itibariyle çalışanların %72’si erkektir. Kadınların istihdama katılım oranı ülke genelinde %27,1’dir. Bu oranları yükseltmek için devlet tarafından kadın ve genç istihdamını artırmaya yönelik AB fonlu hibe programları uygulanmaktadır. Gelir dağılımı eşitsizlik göstermektedir. Dokuzuncu Kalkınma Planında (2007-2013) ifade edildiği üzere, 2002 yılında en zengin %20’lik grubun yıllık kullanılabilir gelirden aldığı pay en yoksul %20’lik grubun aldığı payın yaklaşık 9.5 katıdır. Ancak, gelir dağılımındaki bu fark daralmaktadır. 2007 yılında bu rakam 8.1 düzeyine gerilemiştir. Bu yılki araştırma sonuçları nüfusun %20,6’sının yoksulluk sınırının altında yaşadığını göstermektedir. 2002 yılında nüfusun %1.35’i açlık sınırının altında yaşarken, bu rakam 2004 yılında %1.29’a inmiştir. Bu rakam 2006 yılında %0.74, 2007 yılında ise %0.54 olarak saptanmıştır. Ancak, bazı göstergelere bakıldığında kırsal kesimde fakirlik artmıştır. Örneğin, Dokuzuncu Kalkınma Planı (DKP) 2004 yılında ücretsiz aile işçiliğinin kırsal kesimde yaygın olduğunu ve en fakir grubu oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, tarım sektöründeki yapısal değişikliğin bir sonucu olarak kentsel kesime göçenler çoğunlukla eğitim düzeylerinin düşük olması ve vasıfsız işgücü olmaları nedeniyle sosyal uyum sorunu yaşamaktadırlar. Bu kişiler genellikle hizmet sektöründe yevmiyeli olarak istihdam edilmektedirler. Bu işçi kategorisindeki yoksulluk oranı 2004 yılında %37.5 olarak ölçülmüştür. 2001-2005 yılları arasında tarım sektöründeki istihdam oranı yıllık yaklaşık olarak %3.3’lük bir azalma göstermiştir, tarım dışı sektörlerdeki istihdam oranı ise %2.5’lik bir artış ortaya koymuştur. Ancak yine de, küresel ekonomik krize bağlı olarak tarım sektöründeki istihdam %26.1’e yükselmiştir. Türkiye’deki başlıca sektörler; otomotiv ve ilgili alt sektörleri, turizm, inşaat, ulaştırma, enerji, metal sanayi, plastik ve kimya sanayi, tekstil ve deri ürünleridir. Yapısal sorunlar imalat sanayinin hızlı gelişimini kısıtlamaktadır. Bu sorunlar arasında, üretim teknolojisindeki yetersizlik, modern teknoloji kullanımının hızlı bir biçimde yaygınlaşmaması, vasıflı iş gücünün eksikliği, yüksek katma değerli ürünlerde sınırlı üretim kapasitesi, yeni oluşan sektörlerde yeterli yatırım yapılmaması, üretim ve yönetimde gelişime ihtiyaç duyulması, yatırımcıların bilgiye erişimde zorluk yaşamaları, organize sanayi bölgelerinin kurulamaması ve kayıt dışı ekonomi ve ithalattan kaynaklanan haksız rekabet sayılabilir. (DKP: ss:43, parag. 197). Türkiye’de istihdam oranı düşüktür. “İstihdam edilenlerin çalışma çağındaki nüfus içindeki payını gösteren istihdam oranı düşük kalmaya devam etmiş ve bu oranın yüzdesi 2005 yılı itibariyle %43.4 olarak hesaplanmıştır” (DKP, ss.24). 2005 yılında çalışma çağı kategorisinde yer alan çalışan kişi sayısı 22.1 milyon olarak hesaplanmıştır. Genç ve eğitimli nüfusta görülen yüksek işsizlik oranı iş piyasasında çok önemli bir sorunu teşkil etmektedir. İş piyasasına katılanların çoğunluğunun eğitim düzeyi düşüktür. DKP’e göre, 2000 yılında iş gücünün %73.8’inin, 2005 yılında %67.3’ünün, 2009 yılında da % 59.2’ sinin eğitim düzeyi lise altıdır. Bu grupta istihdama katılım oranı % 46.6’dır. 2000 yılında daha ileri düzey eğitime sahip kişiler iş piyasasının %8.8’ini oluşturmuş, 2005 yılında ise bu rakam %11.5’e ulaşmıştır. Bu grupların istihdama katılım oranı %78’dir. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye’de işsizlik oranı 2005 yılında %10.3, 2006 yılında ise %9.9 olarak belirlenmiştir, ancak küresel krizin olumsuz etkilerine bağlı olarak bu rakamlar 6 puan yükselmiş ve %16.1’e ulaşmıştır. Ekim 2009 itibariyle istihdamı artırmaya yönelik hükümet projeleri, özellikle de Türkiye İş Kurumu tarafından hazırlanan “aktif istihdam politikaları” ile birlikte bu oran %13’e düşmüştür. İş piyasasının vasıflı ara eleman bulmakta zorluk yaşamasına rağmen, mesleki eğitim mezunlarının işsizlik oranı yüksektir. 2000 yılında mesleki eğitim mezunlarının işsizlik oranı %10.9 iken, bu rakam 2005 yılında %13.3’e yükselmiştir. Bu durumun bilişsel becerileri yüksek olan öğrencilerin mesleki eğitimi tercih etmemelerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Mesleki eğitim programlarının ilgili tüm taraflarla işbirliği içerisinde güncellenmemesi, eğitim kurumlarında araç-gereç ve ekipman eksikliği ve nitelikli eğitim personelinin yetersiz olması gibi nedenlerden dolayı, mesleki eğitim sistemi iş piyasasının ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. (DKP: ss: 48, parag.231). Yukarıda bahsedilen hususlar göz önüne alındığında, Mesleki Yeterlilik Sistemi iş gücü piyasasının arz-talep uyumuna katkıda bulunacaktır. Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), meslek standartlarını temel alarak, teknik ve meslekî alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek; denetim, ölçme ve değerlendirme, belgelendirme ve sertifikalandırmaya ilişkin faaliyetleri yürütmek üzere 21 Eylül 2006 tarihli ve 5544 sayılı Kanun ile kurulmuştur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili kuruluşu olan MYK kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip, özel bütçeli bir kamu kurumudur. Kurumun temel görevi; Avrupa Birliği ile uyumlu "ulusal mesleki yeterlilik sistemi" ni kurmak ve işletmektir. Eğitim ve belgelendirme arasındaki uyumsuzluk (bu eğitim programlarına yönelik bir yeterlilik ve standart bulunmamaktadır, aynı alanlardaki aynı sertifika ve belgeler için farklı programlar, farklı çevre koşulları, farklı yöntemler ve teknikler kullanılmaktadır), merkezi bir mesleki eğitim sınav sisteminin bulunmayışı (Türkiye’de, meslek standartlarını ve ilgili eğitim standartlarını belirleyen kurum/kuruluşları akredite edebilecek ulusal düzeyde bir sınav ya da belgelendirme merkezi bulunmamaktadır), örgün ya da yaygın eğitim sonucunda aynı mesleki becerileri kazanan bireylere eş değerde mesleki sertifika verilmemesi, mesleki eğitim kurumlarına iş piyasasının ihtiyaç duyduğu insan kaynağını belirleyen planlar yapılmadan öğrenci alınması ve ölçme-değerlendirme mekanizmalarının mevcut programların değerlendirilmesi ve gözden geçirilmesinde etkin bir biçimde kullanılamaması gibi hususlardan dolayı, Ulusal Yeterlilik Sistemine (UYS) dayalı meslek standartları geliştirme, beceri sınav ve belgelendirme merkezlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda, MYK ve Meslek Standartları Geliştirme, Mesleki Bilgi ve Beceri Sınav ve Belgelendirme Merkezlerini (VOC-TEST Merkezleri) desteklemeyi, Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi doğrultusunda, uygun bir değerlendirme, ölçme ve belgelendirme sistemi ile kabul edilmiş meslek standartlarına dayalı etkin ve sürdürülebilir bir Ulusal Yeterlilik Sistemini kurmayı ve işletmeyi amaçlayan “Türkiye’de Mesleki Yeterlilik Kurumunu (MYK) ve Ulusal Yeterlilik Sistemini Güçlendirme” adlı AB projesi başlatılmıştır. Proje, UYS oluşturma, kurma ve işletme konularında MYK’a katkıda bulunmak, MYK’nın ve sosyal tarafların kapasitesini güçlendirmek ve sistemin gelişimini ve sürdürülebilirliğini sağlama konularında diğer paydaşlara destek vermek üzere tasarlanmıştır. Proje MYK’nın operasyonelleşmesine katkıda bulunacak ve sistemin olabilirliğini değerlendirecektir. Bu, meslek standartlarının hazırlanmasına ve sınav ve belgelendirmeye yönelik yöntem geliştirme ve deneme uygulamaları ile VOC-TEST merkezlerinin ve ilgili kalite güvence mekanizmalarının oluşturulmasını kapsamaktadır. Proje 2.-6. Seviyelere odaklanacaktır. MYK’nun temel hedefi tüm sektörlerdeki faaliyetlerini geliştirmek ve yaygınlaştırmaktır. Ayrıca, önceki öğrenmenin tanınması aracılığıyla istihdam olanaklarını artırma, kalite güvencesi ve mesleki yeterlilik belgelerinin karşılıklı tanınmasını sağlama, örgün eğitim ve iş hayatı arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan zorlukları en aza indirgeme MYK’nın ana hedefleri arasındadır. MYK’nın organları; Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Sektör Komiteleri ve Başkanlıktan oluşur. MYK’nın teknik faaliyetlerine başladığı 2007 yılından itibaren, ikincil mevzuat, usul ve esaslar belirlenmiş, beşeri, fiziki ve mali kaynaklar sağlanmış, ilk meslek standartları ve mesleki yeterlilikler yürürlüğe girmiş, akredite sınav ve belgelendirme kuruluşları yetkilendirilmiş ve uluslararası kıyaslanabilir Mesleki Yeterlilik Belgeleri verilmiştir. MYK ayrıca 2008 yılı itibariyle, Ulusal Europass Merkezi, Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ) Ulusal Koordinasyon Noktası ve AYÇ Danışma Grubu Üyesi olmuştur. VOC-TEST Merkezleri Hibe Programına başvuracaklar için hazırlanan bu rehber programın amaçlarını, önceliklerini ve uygunluk kriterlerini tanımlamaktadır. Hibe Programının kurumsal çerçevesi Türkiye Cumhuriyeti’nin Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) ve Merkezi Finans ve İhale Birimi’nden (MFİB) oluşmaktadır. Projenin faydalanıcısı olan MYK, projenin MFİB ile imzalanan Operasyonel Anlaşma kuralları uyarınca projenin teknik uygulamasından sorumlu olacaktır ve Program Yetkilendirme Görevlisi’nin (PYG) gözetimi altında verilecek olan hibelerin izlenmesini de koordine edecektir. MFİB projenin Sözleşme Makamıdır ve Hibe Programlarının idari ve mali uygulamalarından sorumludur. MFİB hibe fonlarının doğru kullanımında nihai sorumluluğa sahiptir ve ihale, sözleşme ve ödemelerden sorumlu olup bu belgede Sözleşme Makamı olarak adlandırılacaktır. Bu hibe AB Mali Yardımları 2007 programlaması IPA-1 bileşeni kapsamında AB tarafından finanse edilmektedir. Okunma ( 9.914 ) Kez ![]() ![]() İlgili DosyalarBroşürBILGILENDIRME KITAPCIGI CALISANLAR İÇİN BILGILENDIRME KITAPCIGI ISVERENLER İÇİN BILGILENDIRME KITAPCIGI NIHAI FAYDALANICILAR İÇİN |