Sektör Hakkında

Ülkemizde önemi 1980’lerden sonra anlaşılarak gelişmeye başlayan turizm sektörü, büyüme hızı ve mevcut potansiyeli ile ülkemiz için çok önemli bir ekonomik sektördür. Dünya Turizm Örgütü (DTÖ) tarafından hazırlanan ‘Turizm 2020 Yılı Vizyonu’ çalışmasında, 2020 yılında dünyadaki turist sayısının 1,5 milyar kişi, toplam turizm gelirinin ise 2 trilyon dolar olacağı öngörülmektedir. Türkiye bu pastadan % 2,5’lik bir pay almaktadır. Türkiye’nin Avrupa’daki payı ise yaklaşık olarak %5’tir. Türkiye’nin 2009 yılı turizm geliri 21 milyar 249 milyon $, projemizin hedef bölgeleri olan Akdeniz ve Ege Bölgeleri’nin (TR61 ve TR32) 2009 yılı turizm gelirleri ise 8 milyar 955 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. Bu bölgelerin, Türkiye’nin turizm gelirinin %26‘sını karşılaması, turizm potansiyellerini ve projenin hedef bölgeleri seçilmelerinin nedenini ortaya koymaktadır.

Proje kapsamında rehberde belirtilen 11 öncelikli sektör arasından turizm sektörü ve buna bağlı olan yiyecek ve içecek hizmetleri alt sektörü hedef sektör olarak belirlenmiştir. Turizm Araştırmaları Derneği'nin (TURAD) 2009 yılında yapmış olduğu kayıtlı turizm istihdamı araştırmasına göre; turizmde küresel krize yakalanma miladı sayılan Ekim 2008'den, istihdamın azaldığı Şubat 2009'a kadar %8.3 gerileme yaşanmıştır. 760.000’ne yaklaşan bu istihdam kaybı, Mart 2009’dan itibaren artmaya başlarken, yiyecek-içecek sektörü % 23,2’lik oranla en fazla istihdam artışı yaşanan sektör olmuştur. Turizm alt sektörler toplamında 303.057 çalışandan 132.444’ü yiyecek ve içecek sektöründe kayıtlı istihdam olarak çalışmaktadır. Yiyecek ve içecek sektörünü 119.214 çalışanla konaklama sektörü ve 41.389 çalışanla ise seyahat acenteleri ve tur operatörleri izlemektedir. TURAD’ın araştırmasına göre çalışan kapasitesiyle yiyecek ve içecek sektörü, turizm sektörünün yaklaşık olarak 1/3’ünü tek başına oluşturmaktadır. Turizm sektörüyle bağlantılı olmayan ve yiyecek ve içecek hizmeti veren işletmelerdeki çalışan sayıları da dikkate alındığında sektörün şu andaki hacmi ve potansiyeli daha da büyük önem arz etmektedir. 

2009 yılında Akdeniz ve Ege Bölgeleri’nde yiyecek ve içecek sektöründe toplam 7666 işyerinde toplam 99660 kişi çalışmaktadır . Ancak kayıtdışı istihdamı da gözönünde bulundurduğumuz zaman bu sayı iki katı kadar artmaktadır. İş piyasasının vasıflı ara eleman bulmakta zorluk yaşamasına rağmen, mesleki eğitim mezunlarının işsizlik oranı yüksektir. 2000 yılında mesleki eğitim mezunlarının işsizlik oranı %10.9 iken, bu rakam 2005 yılında %13.3’e yükselmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 2009 yılı Ekim ayı itibariyle Türkiye genelinde ülkedeki işsizlik oranı %13, gençler arasındaki işsizlik oranı ise %24 düzeyini göstermektedir. TÜİK’in bölgesel araştırmaları TR61 (Antalya-Isparta-Burdur) 2009 raporuna göre, işgücü sayısı 1 milyon 48 bin kişidir. İstihdam içinde yer alanların sayısı 928 bin kişi, işsiz sayısı ise 120 bin kişi; TR 32’ye göre (Aydın-Denizli-Muğla) işgücü sayısı 1.113.955 kişidir. İstihdam içinde yer alanlarının sayısı 955 bin kişi, işsizlerin sayısı ise 158 bin kişidir. Sektörde iş arayan bir kişinin mesleki bilgi ve becerisini güvenilir bir yetkili kurumdan aldığı sertifika ile kanıtlayamaması onu ön plana çıkaramamakta ve işverenler için de dezavantajlı bir durum oluşmaktadır. 
Akdeniz ve Ege Bölgeleri’nde önemli ekonomik sektörlerden biri olan turizm sektörünün yoğun işgücü talebi, beraberinde hızla artan iç göçü; iç göç de artan mevsimsel işsizliği ve kalifiye eleman sıkıntısını getirmektedir. Turizm sektörünün istihdam üzerinde yarattığı etkiden dolayı yiyecek ve içecek sektöründe iş bulma umudu ile gelenler sektörün kalifiye eleman ihtiyacına cevap verememektedir. Ayrıca turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin büyük çoğunluğunun çalışanlara sezonluk istihdam olanakları sunmaları, kalifiye işgücünün daha farklı sektörlere kaymasına yol açmaktadır. Bu durum sektörde eğitimli ve sertifikalı işgücünün öneminin yeterince kavranamadığının bir göstergesidir. 

Bu verilerden yola çıkarak, eğitim ve belgelendirme arasındaki uyumsuzluk, merkezi bir mesleki eğitim sınav sisteminin bulunmayışı, örgün ya da yaygın eğitim sonucunda aynı mesleki becerileri kazanan bireylere eş değerde mesleki sertifika verilmemesi gibi hususlardan dolayı, Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde Ulusal Yeterlilik Sistemine (UYS) dayalı meslek standartlarını geliştirme, beceri, sınav ve belgelendirme merkezlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bahsi geçen sorunlar dikkate alınarak projenin içeriği tasarlanmıştır.



Okunma ( 11.493 ) Kez

Kaynakçalar

1 Sosyal Güvenlik Kurumu, Turizm Bakanlığı, Ticaret ve Sanayi Odaları 2009 yılı verileri

Bu web sayfası Avrupa Birliği’nin mali katkısı ile hazırlanmıştır. Bu web sayfası içeriğinden yalnızca Antalya Ticaret ve Sanayi Odası sorumludur ve bu içerik hiçbir şekilde Avrupa Birliği’nin görüş ve tutumunu yansıtmamaktadır.

Her hakkı saklıdır.© 2011 Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Gizlilik & Güvenlik | Telif Hakları | Bilgimap